Mitoloji… Antik çağlardan beri insanlara yol gösteren, alternatif bir dünya sunan ve ahlak kurallarını öğreten bir din. Mısır, Norse, Yunan, Roma gibi birçok farklı mitoloji tek Tanrıcılık öncesinde insanların farklı doğal güçleri Tanrısal güçlerle kişileştirmesi ve bu kişilere insani özellikler yükleyerek hikayeleştirmesi ile oluştu ve bu hikayesel özellikleri ile mitolojiler günümüze kadar uzandı.
Kişileştirmelerin ve ahlak öğretilerin getirisi olarak mitolojide doğru ile yanlış sorgulamasına ve neden-sonuç ilişkisine oldukça sık rastlanır.
Bilgelik hemen her toplumda bir forma sahiptir. Kimisine göre bir nesne, kimisine göre bir Tanrı. Çoğunlukla insanların sonradan edindiği bir özellik olarak tasvir edilir. Bazı hikayelerde çalınan somut bir nesne, bazı hikayelerde ise bilge bir varlığın yol göstericiliği olarak anlatılır. Tüm mitlerdeki ortak özelliği ise, kazanılması ve/veya hak edilmesi gereken bir nimet niteliğinde olmasıdır.
1. Prometheus Miti (Yunan Miti)
Yunan hikayelerinden belki de en popüler ve bilinen mit Prometheus’un mitidir. Bir Titan’ın oğlu olan Prometheus, Tanrılar tarafından yönetilen bir dünyanın olmasından oldukça rahatsızdır. Tanrısal düzene karşıdır çünkü Tanrıların bencil olduğuna ve fevri davrandığına şahit olmaktadır. İnsanların tehlikelerle dolu karanlık bir dünyada yaşamasına acır. Bu duyguyu daha fazla bastıramayarak Hephaistos’un (demir dövümü ve silah yapımından sorumlu Tanrı) ocağındaki kutsal ışıktan çalar ve bu ışığı yeryüzüne indirerek insanlara hediye eder.
Çoğu kaynakta ocaktan çalınan bu ışık bir kıvılcım – yani ateş – olarak bahsedilir ve bu ilişki nedeniyle kelime anlamı önsezi, sağduyu olan Prometheus’tan aynı zamanda “ateşi getiren” olarak bahsedilir. Hikayede bahsedilen kutsal ışık, yalnızca ateş veya kıvılcım değil, aynı zamanda bilgelik ve akıldır. Prometheus, o zamana kadar sadece Tanrılara ait olan “bilgelik”i insanlara ulaştırmıştır. Bunu yapabilmesinin tek yolu ise Tanrıların evi Olimpos’tan onu çalmaktır.
Tanrıların Tanrısı Zeus, ceza olarak Prometheus’u Kafkas Dağlarında zincire vurdurur. Her gün bir kartal gelip Prometheus’un günden güne yenilenen ciğerini parçalayarak bedeninden koparır.
2. Odin’in Fedakarlığı (İskandinav Miti)
Büyük Nors (İskandinav) mitleri evrenin yaradılışı, Tanrıların savaşları gibi konuların dışında dünyaya paralel başka dünyaların da olduğunu ve buralara Midgard denildiğini söyler. Savaşçı bir topluluk olan İskandinavların mitleri de hayatları gibi kahramanlık ve irade üzerine kuruludur.
İskandinav mitolojisinde de bilgelik Tanrılara ait bir özellik olarak öne çıkar ancak, Tanrıların bile bilgeliğe ulaşmak için fedakarlıkta bulunması gerekir. Aslında İskandinav mitoloji denince, akla ilk olarak Marvel karakterlerinden biri olan Thor gelir ama bilgeliğe ulaşmanın yolu o kadar zorludur ki bunu yalnızca Tanrıların Tanrısı Odin başarmıştır.
Odin, bilgeliğe erişmek için bir gözünü feda etmiştir. Bu nedenle, Odin’in sembolik hayvanı da her şeyi gören ve bilen üç gözlü kuzgun olarak kabul edilmektedir.
3. Bilge Adam, Anansi Baba (Afrika Miti)
Afrika mitleri, Yunan mitolojisinin neden-sonuç ilişkisi ve İskandinav mitolojisinin kahramanlık anlatılarından öğretici içerikleriyle ayrışır. Çoğunlukla bir ders verme ve doğru yolu gösterme öğretileri ile örülü olan Afrika mitleri içinde Anansi Baba adında bilge bir adamdan bahsedilir.
Anansi Baba, insanların kendisini gücendirmesi sonucu hayatı boyunca insanlara dağıttığı bilgeliklerin hepsini geri toplayarak bir kutuya kitler ve kutuyu ormanın derinliklerine saklamaya kadar verir. Bilgeliği insanlardan koparmanın onlara verebileceği en büyük ceza olduğuna inanır. Ormanın karanlığında ilerlerken, Anansi Baba’nın oğlu da aslında gizlice kendisini takip etmiştik. Ne zaman ki kutuyu saklamak için bir ağacın tepesine çıkıp bağlamaya çalışır, bir türlü bağlayamamasına oğlu sonunda dayanamayıp saklandığı yerden çıkar ve kutuyu nasıl bağlayabileceğine dair babasına akıl verir. Anansi Baba bu duruma çok şaşırır çünkü tüm bilgeliğin kendisinde olmasına rağmen bir kutuyu nasıl bağlayacağını bir türlü çözememiştir. Bunun üzerine tüm bilgeliğe sahip olduğunu düşünmesinin bir hata olduğu sonucuna varır ve kendine sinirlenerek kutuyu ağaçtan aşağı fırlatır. Yere düşen kutu parçalara ayrılır ve içindeki tüm bilgiler dünyaya yayılır.
Hikayenin kahramanı, bilginin tüm insanlara ait olduğuna, tek kişinin asla her şeyi bilmeyeceğine dikkat çeker. Verdiği karardan geri dönmesi ile insanlar bilgeliğe kavuşur.
4. Bilgeliğin Formları
Mitler boyunca, bilgelik Tanrıçaları Athena ve Minerva; simyayı, hiyeroglif yazısını ve tarot kelimesini insanlığa kazandıran Thoth; akıl Tanrısı Mergen gibi çeşitli uygarlıklardan birçok Tanrı ve Tanrıça akıl ile özdeşleştirilmiştik.
Tanrısal formların yanında, bu yüce varlıklar çoğunlukla baykuş, karga veya kartal ile sembolize edilirler. En akılda kalan örneklerine Kızılderili putlarında rastlayabiliriz. Birçok farklı hayvanın üst üste tahta oymaları ile hazırlanan putlar fiziki ve mental güç sembolleri olan hayvanlardan oluşur ve en üstte baykuş veya kartal motifi yer alır.