Ana sayfa Seyahatler Üç Günlük Bozcaada Kaçamağı

Üç Günlük Bozcaada Kaçamağı

yazan Dikris Dülgeryan

Feribot Bozcaada’ya yaklaşırken içimi bir heyecan sardı, buraya her geldiğimde sanki ilk defa geliyormuş gibi mutlu oluyorum.

Sahildeki restoranlar, kale ve renkli ada evleri, hep tatilin güzel geçeceğini fısıldar bana. Adaya ayak bastıktan sonra ise, gelsin güzellikler! Adanın kendi güzelliğinin yanı sıra, insanları da çok güzeldir. Feribotta birlikte yolculuk ettiğiniz insanları bir kafede otururken ya da bir dükkanda alışveriş yaparken mutlaka tekrar görürsünüz. Merhabalar bir süre sonra sohbete döner, sohbet ilerler, sandalyeler çoğalır ve upuzun masalar kurulmaya başlar. Adanın büyüsünden midir nedir bilmem, oluşan yakınlık ve samimiyet ile birlikte ömürlük dostluklar kurulur.

Bozcaadaya nasıl gittik?

Rotamızın ilk durağı olan Eceabat’a, hiç mola vermeden 4 saatte ulaştık. Eceabat’tan Çanakkale’ye saat başı feribot mevcut. 15 dakika süren feribot yolculuğunun sonrasında ise Geyikli 1 saate yakın sürüyor. Geyikli-Bozcaada feribot seferleri, yeni normale uyum sürecinden dolayı kontrollü olmaya başlamış. Fazla yoğunluk varsa, ek sefer koyuyorlar. Yolculuğa çıkmadan önce feribot saatlerine bakmayı ihmal etmeyin derim. Geyikli-Bozcaada feribotu 40 dakikaya yakın sürdüğü için sefer kaçırmak saatlerce iskelede beklemenize sebebiyet verebilir.

Not: Eceabat-Çanakkale araba geçişi 67 TL
Geyikli-Bozcaada araba geçişi ise 118.5 TL

Masal Gibi Bir Otel: Kaikias

Eskiden, yani Covid-19 öncesinden bahsediyorum, yalnızca otelin merkezi bir konumda olup olmadığına dikkat ederdim. Şimdi ise (tahmin edersiniz ki) yalnızca otelin nasıl dezenfekte edildiği ve aldığı hijyen önemleri ile ilgili kafayı yemiş durumdayım, nerede olduğunun hiçbir önemi kalmadı.

Sosyal medyada otel hakkında okuduğum bilgiler ve şansıma bu otelde kalan arkadaşlarımın da deneyimlerini dinleyerek, tercihimizi Otel Kaikias’tan yana yaptık.

Kaikias kalenin hemen arkasında yer alan romantik bir butik otel. Sahipleri ise mimar bir çift, otelin adını adanın sürekli etkisinde kaldığı kuzeydoğu rüzgarından esinlenerek koymuşlar. Mitolojide Kaikias, kuzeydoğu rüzgar tanrısının adıymış.

Otelin iç dekorasyonunda, adanın ruhunu ve tarihini yansıtmak adına Rum mobilyaları tercih edilmiş. Kapıdan içeri girdiğiniz andan itibaren, her tarafta birbirinden güzel, farklı dekoratif antika eşyalar ile karşılaşıyorsunuz. Eğer antika eşyaları seviyorsanız, herhangi birini evinize götürmek için can atıyorsunuz.

Otel çalışanlarının maskeli olması, odaların ferah ve temiz olması, otel sahibi Handan Hanım’ın güler yüzü ve ilgisi, etrafı saran beyaz sabun ve lavanta kokusu, sağlıklı açık büfe kahvaltısı ve ev yapımı ada reçelleri aklımda kalan güzel detaylar arasında.

Biz otelden çok memnun kaldık. Tavsiye ederim.

Kaikias hakkında daha fazla bilgi için websitelerine buradan ulaşabilirsiniz. (Instagram: @kaikiasbozcaada)

Berrak Bir Deniz: Ayazma Plajı

Bozcaada küçük bir ada olmasına rağmen onlarca plaja ve koya sahip. Çoğu koyda denize girmek mümkün. Hatta adadaki birçok koyun el değmemiş olduğunu görmek beni çok mutlu etti. İnsanoğlu dokunduğu her güzelliğe ne yazık ki zarar verdiği için, bu koyların keşfedilmesini hiç istemiyorum.

Ada ne kadar rüzgarlı olursa olsun mutlaka denize girebileceğiniz, sakin bir koy bulmak mümkün. Fakat yeni normale uyum sürecinden kaynaklı, bazı plajlar ya tadilatta ya da hala sezonu açmamışlardı.

Kaldığımız süre zarfında ada çok rüzgarlı olduğu için Ayazma Plajına gitmeyi tercih ettik.

Plajda, şemsiye ve şezlonglar sosyal mesafe kuralına uygun 1,5 metre aralığındaydı. Her müşteri sonrasında şezlonglar dezenfekte ediliyordu. Ayrıca aralarındaki mesafeyi koruyabilmek için tahta kazıklar ile iple çevrili bir alan oluşturulmuştu. Soyunma kabinleri ve duş yerleri ise hijyen kurallarına uygundu.

Ayazma’nın turkuaz rengindeki denizini, incecik kumunu sevmemek elde değil. Kumsalın üzerindeki yol boyunca sıralanmış restoranlarda ise öğle yemeğinizi yiyebilirsiniz. Mantı, gözleme, soğuk-sıcak meze çeşitleri ve deniz ürünleri çok lezzetli şimdiden söyleyeyim 🙂

Aracınız yok ise dert etmeyin, merkezden koylara düzenli olarak minibüs kalkıyor (7 TL).

Not: Ayazma Plajında şemsiye ve şezlong 30 TL

Büyüleyici Bir Gün Batımı Deneyimi: Rüzgar Gülleri

Bozcaada’ya gelip de adanın en güzel yerinde güneşin batımını izlemeden dönmek olur mu hiç? Olmaz tabi!

Sonsuz masmavi bir denizin ve gökyüzünün birleşimi, yavaştan esen rüzgarın sesi öyle iyi geliyor ki insana… Saatlerin nasıl geçtiğini anlamadan bir bakıyorsunuz hava alacakaranlığa bürünmüş.

Küçük tavsiyeler

  • Gitmeden önce gün batımı saatini kontrol etmeyi ve kalabalık olacağı için biraz erken gitmeyi unutmayın.
  • Yanınıza mümkünse portatif sandalyelerinizi alın. Çünkü yerler uzun süre oturmak için pek konforlu değil.
  • Şarabınıza eşlik edecek küçük atıştırmalıklar veya sandviç seviyorsanız gitmeden Boboz ve Yunatçılar Çamlıbağ’a uğrayın derim. Yok, ben gün batımında çay, kahve içerim diyorsanız ise, yanına Çiçek Pastanesi’nin damla sakızlı kurabiyelerini tavsiye ederim. Enfes!
  • Bulunduğunuz yer rüzgarlı olacağından, yanınıza şal ya da bir mont almayı unutmayın.
  • Gün batımını izlerken önünüze kimsenin gelmeyeceği şekilde oturmaya dikkat edin. Manzaranıza gölge düşmesin değil mi?

Bol keyifler! 🙂

Lezzetli Bir Yemek İçin: Maya

Bozcaada’nın merkezinde yan yana sıralanmış, lezzetli yemekler yapan onlarca restoran bulabilirsiniz. Ben size, her açıdan farklı bir yerden bahsetmek istiyorum. Bozcaada’nın tam ortasında saklı olan bir yerden, Maya’dan…

Maya’ya ilk defa gidiyorsanız yol boyunca tabela göremezsiniz.  Burası doğal ortamında, gizli, bağların arasında lezzet şöleni yaşayacağınıza emin olduğum bir yer.

Ev yapımı şarapları, peynirleri, ekşi mayalı ekmekleri ve içinde hangi sosu kullandıklarını asla çözemediğim eşsiz zeytinyağlarının tadı hala damağımda. O güzel yemeklerin sonunda gelen vanilya çubuklu muhallebinin ve balkabaklı cheesecake’in lezzetinden bahsetmek bile istemiyorum. Mükemmeldi!

Maya’nın hem sahibi hem de şefi olan Selçuk Bey’in ana yemeklerimizi bizzat servis etmesi ve çalışanların her masa ile tek tek ilgilenip, yediğimiz her şey hakkında bilgi vermesi çok hoştu.

Maya’da set bir menü sunuluyor. Biz sınırlı kırmızı şarap tercih ettik. Kişi başı 250 TL ödedik. Siz sınırsız şarap tercih etmek isterseniz, fiyat kişi başı 290 TL olacaktır.

Doymadan kalkmak imkansız. Fiyat-kalite performansı mükemmel. Yeni normale alışırken, kahvaltı ve şarap tadım menülerini sunmaktan vazgeçmişler. Akşam yemeğinde ise masa kapasitesinin yarısı kadar misafir kabul ettikleri için mutlaka rezervasyon yaptırmalısınız.

Bahsettiğim el değmemiş koylar gibi aslında Maya’nın da keşfedilmesini istemiyorum. Bir tarafım bencillik etme diyor bana, böylesi güzel lezzetleri siz de tadın istiyorum. Mutlaka gidin Maya’ya (@mayabozcaada). Pişman olmayacağınıza garanti veririm.

Bozcaada’da gezilecek yerler bitmez. Yeni normale uyum sürecinde gidebileceğimiz yerler hem sezon açmadıkları için hem de yoğunluk açısından sınırlıydı. Yine de çok keyif aldığım kısa ve tatlı bir tatildi. Umarım siz de yakın zamanda Bozcaada’ya gidersiniz. Giderseniz benim için de denize girin, yiyin, gezin ve eğlenin. Bozcaada’nın tadı hep benim damağımda kalacak çünkü!

İlginizi Çekebilir

1 comment

Füsun 05/07/2020 - 18:28

2-3 yıldır gitmedim Bozcaada’ya. Gidesim geldi:)) Öneriler şahane👍. Gitmek ve hepsini görmek, denemek istiyorum. Çok teşekkürler

Cevapla

Bir Cevap Yazın