Ana sayfa Kültür - Sanat Neden Yeni Müzik Dinlemeliyiz?

Neden Yeni Müzik Dinlemeliyiz?

yazan Derin Tekin

Özellikle hoşunuza giden yeni bir şarkı dinlerken, heyecanlanırsınız ve bazen çalma listelerinize eklersiniz, bazen de hayatınıza ve kişiliğinize öyle bir işler ki, yıllar sonra içinizde duygusal bir karşılık uyandırır. Ancak bir noktada, yeni müzik dinleme merakımız, paralize olduğu bir dönüm noktasına ulaşır. Araştırmalara göre bu nokta, 20’lerimizin sonu veya 30’larımızın başları.

Beynimiz her zaman tanıdık gelenlere doğru bir arayış eğilimi gösterir. O yüzden aslında kendinize yeni olan bir müzik dinlemek oldukça zordur. Özellikle 30’lu yaşlardan sonra çok daha zor olmasının nedeni, keşif yapmanın zaman alan bir faaliyet olması. Yaş ilerledikçe ise iş, kira, çocuk, aslında kısaca “hayat” devreye girince,  yeni bir şeyler keşfetmek için vakit bulmak mücadele gerektiren bir hale bürünüyor. Sonuç olarak da müzik hatırlama üzerine yoğunlaşan bir değer oluyor.

Peki neden yeni müzikler dinliyoruz? Çoğu insan, 30 yaşına gelene kadar ihtiyaç duydukları müziklere ulaşmış oluyor. Hele ki Spotify, Youtube ile hayat çok daha basit. Neden sevdiğimiz çalma listelerini tekrar tekrar dinlemek yerine yeni albümler veya listeler için zaman ayırmalıyız?

Müzikten giyim dünyasına ve güzellik anlayışına, aslında insanlar zaten bildiği şeyleri seviyor. Bunu bir kısır döngü gibi de düşünebilirsiniz. Bir şeyi severiz çünkü onu biliyor oluruz ve bir şeyi bildiğimizde, onu severiz. Ancak burada atlamamamız gereken bir şey de nostalji ve benzerliklerde bulduğumuz rahatlığı aramaktaki arzu. Bu duygular, yeni müzik dinlemenin neden zor olduğunu ve neden bizi huzursuz veya sinirli hissettirdiğini anlamamıza yardımcı olabilir.

Beynimiz, tanıdığı yeni düzenlere göre şekil alır. Aslında bu, beyni kullanışlı yapan bir özellik. Yeni bir müzik duyduğumuzda, sinir ağlarımız farklı müzik düzeneklerini listelemeye yardımcı olur. Belirli bir ses düzeneğini duyduğumuzda, beynimiz karşılığı kadar dopamin salgılar. Müziğin bu denli güçlü duygusal reaksiyonları tetiklemesi ve bir sanat formu olarak duygusal karşılıklarla bağlantılı olmasındaki asıl neden de işte budur. Beynimiz henüz belleğine işlemediği farklı düzenekler algıladığında ise çok fazla dopamin salgılar. Eğer bir bağlantı kuramazsa da müziği hoşnutsuz veya kısaca kötü olarak kaydeder.

İşitme korteksimizin aslından olumlu geri bildirimleri de yok değil. Yeni düzenler öğrenmek, bildiğimiz her şeyi çok daha zevkli hale getirerek deneyimlerimizi limitler. Beynimiz, hayatın yabancılıklarına karşı savaşır.

Diğer bir olumlu yanı ise, yeni müziklerin insanları iyi hissettirmesi. Yaşımızın ilerlemesiyle ve yetişkinlik dönemine girmemizle, hayatımızın belli rutinler içinde geçmesi duygusal boşluklar yaratabilir ve bu rutinler, yoğun duygular deneyimleme şansımızı düşürebilir. Bu boşlukları doldurmaya yarayan ve güçlü duygular hissetmemizi sağlayan en önemli iki araç ise sanat ve müzik.

Beğendiğimiz müzikleri dinlemek, beynimizde güçlü duyguları canlandırır, estetik bir uyarıcıya verdiğimiz cevap olarak da düşünebilirsiniz. Bunu sağlayan kimyasallar zaman zaman yeni bir müzik dinlediğimizde çok daha güçlü olabiliyor. Yeter ki beynimiz o müziği bir düzende algılayabilsin.

Yeni bir müzik dinlemenin verdiği haz, aynı zamanda depresyon gibi mental hastalıklarda çok faydalı olabiliyor. Müziğin insanların hayatına getirdiği neşeyi sanırım hiçbirimiz inkar edemeyiz. Diğer bir deyişle, hoşunuza giden yeni müzikler dinlemek mutluluk getireceği gibi, hayatınızı daha tatminkar yaşamanıza da yardımcı olur.

Müzik janraları kişiliğimizi yansıtır. Çoğumuz büyüdüğümüz müziklerle hayatımızı devam ettiririz ancak yeni janralarla tanışmak ve onları hayatımıza dahil etmek bizi daha mutlu yapabilir. Gençliğimizde dinlediğimiz her müziğin düzeni aslında beynimizde yer eder. Beynimizin bir tahminde bulunabilmesi için ise, dinlediğimiz müzikler bir bağ kurması gerekiyor. Yeni dinlediğimiz her müzik, beynimizin aktif kalmasına ve ileride karşılaşacağımız sesleri tanıması için çok önemli.

Aslında tekrar tekrar dinlediğimiz bazı şarkılardan sıkılmamızın bir nedeni de, beynimizin artık o seslere alışmış olması ve o nedenle aynı tepkiyi vermemeye başlamasından kaynaklı. O nedenle karışık çalma listeleri dinlemek çoğunlukla dopamin salgılanmasını daha fazla tetikler. Çalacak yeni şarkının bilinmezliği ile heyecan hissi artar ve bilinmeyenin gelişi alınan keyfi arttırır. Faydası ise günlük streslerimizi minimuma indirmeye yardımcı olması.

Yeni müzik dinlemek özellikle günümüz izolasyon döneminde çok daha zor ama aslında bir gereklilik. Ne kadar evlerimizde durgun olsak da, hayat duraklamış gibi görünse de, hayat devam ediyor ve kültürün de onunla beraber ilerlemesi gerekiyor. Yeni müzik dinlemeyi seçmek, duygusal bir risk, farklı birinin dünyasına bir anlık attığınız derin bir adım. Bu görünmeyen değiş tokuş, sanatın öncülüğünün güçtür, yaşadığımız tarihi tembellik döneminde bile. İçinde bulunduğumuz bilinmezliklerle dolu bu dünyada, beynimiz hiç bu kadar şekillendirilebilir olmamıştı. Korkularınızı ve endişelerinizi bir kenara bırakın! Biraz açık fikirlilikle sevdiğiniz şeyler keşfetmek aslında hiç de zor değil. Belki sizin için tam da bu dönemi tanımlayan bir şaheser ile tanışacaksınız.

Keşfe hemen başlamak isteyenler için son zamanlarda dinlediklerimizden öneriler:

  • The Afghan Whigs – alternative rock, grunge, soul, indie rock
  • Black Pumas – psychedelic soul, contemporary R&B, Soul
  • Glass Animals – psychedelic pop, art pop, trip hop, indeitronica
  • God is an Astronaut – post-rock
  • Dillon – electronic
  • Korhan Futacı – jazz, pop, improvisation
  • Nicola Cruz – dance/electronic
  • Nubya Garcia – jazz, funk, hip hop, garage, broken beats 
  • Rain Lab – electronic, triphop, hip hop, world music
  • The Sound Defects – hip hop, jazz

İlginizi Çekebilir

Bir Cevap Yazın