Ana sayfa İyi Yaşam Kaygıyla Baş Etmek: Koronavirüs

Kaygıyla Baş Etmek: Koronavirüs

yazan Tutku Uyarağalar

Bu sıralar ülkemiz de dahil olmak üzere tüm dünyada en önemli gündem maddesi şüphesiz “koronavirüs” olarak karşımıza çıkıyor. Çin’den başlayarak başta İtalya olmak üzere birçok ülkede varlık gösteren bu virüsün etkileri bizler için fizikselin yanı sıra psikolojik olarak da oldukça görünür boyutta. Özellikle bu hafta ülkemizde de 5 vakanın tespit edilmesiyle birlikte çoğumuz marketlere koşup makarna stoklamayı ya da eczanelere gidip çeşitli vitaminler, dezenfektanlar, maskeler almayı tercih ettik. Limon kolonyasının virüs üzerinde etkili olduğunu duyunca kolonya raflarını boşalttık, el yıkamaya daha çok önem vermeye başladık, toplu taşıma yerine kendi araçlarımızla iş yerlerimize gitmenin daha az riskli olacağına karar verdik. Bu yapılanların hiçbirini boş yere veya abartı şeklinde nitelendiremeyiz. Bu konuda sınırsızca her önlemi almaya çalışmamızın en büyük nedeni de muhtemelen daha önce hiç böyle bir durumla karşı karşıya gelmemiş olmamız.

Bu noktada “koronavirüs”ün yarattığı kaygı da oldukça anlaşılır oluyor. Kaygının temelinde bilinmezliğe ve belirsizliğe karşı beliren korku hali olduğu düşünülürse etkileri gün geçtikçe artan ve can alan bir virüse karşı yoğun bir kaygı hissetmemiz de kaçınılmazdır diyebiliriz. Tabii ki kaygı toleransımız ve hali hazırda kaygı seviyelerimizin farklılığına göre bu virüsün yarattığı duygularla nasıl baş ettiğimiz de değişiyor. Bazılarımız biraz daha inkâr yoluna gidip koronavirüs ile alakalı hiçbir haber almak istemezken bazılarımız da kendini virüs ve virüsle bağlantılı haberlerde kaybedip sabah akşam bu konu üzerine yoğunlaşabiliyor. İşin aslı ne önlem almayacak kadar bu durumu inkar etmek ne de bu durumun içine kapılıp hayatta başka hiçbir şeye odaklanmamak işlevsel değil. 

Peki bu durumda bu yoğun kaygıyı biraz daha baş edilebilir kılmak için ne yapmalı? Öncelikle bu alanda çok ciddi bir bilgi kirliliği olduğunu kabul etmeliyiz. Sosyal medyada veya çevrenizde duyduğumuz her şeyin mutlak bir doğruluğu olmadığını kabul etmekle işe başlayabiliriz. Böyle bir süreçte yapabileceğimiz en iyi şey kendimize güvenilir ve güncel birkaç kaynak seçip haberleri ve gelişmeleri buralardan takip etmek olur. Bu şekilde bilgi kirliliğini engelleyebileceğimiz gibi sürekli olarak alarmda olma halini de bir kenara koyabiliriz. 

Bunun dışında gerekli önlemleri alıp üzerimize düşenleri yapabiliriz. Bu bize bir şeylerin üzerinde kontrol sahibi olduğumuz hissini de vereceğinden ruh halimiz açısından iyileştirici bir etkisi olacaktır. Fakat şunu unutmamalıyız ki bazı şeyler bizim kontrolümüz dışında gelişir ve bu noktada kendimizi kaygı girdabına bırakmak herhangi bir fayda sağlamaz. Şu da hatırlanmalı ki bağışıklık sistemi sadece fiziksel sağlığı kapsamaz, fiziksel ve ruhsal sağlığımızın aynı anda iyi olması bizi daha güçlü kılacaktır. Bu nedenle bizim üzerimizde ruhsal olarak iyileştirici etkisi olan şeylere yoğunlaşmak önemli olacaktır. 

Sürekli olarak bu konudan konuşmak, “koronavirüs” haberlerine ve gelişmelerine haddinden fazla maruz kalmak da bizler için zararlı olabiliyor. Bu konuda kendimize bir zaman aralığı veya limit belirleyip gündelik hayatımızın bir noktasına yerleştirebiliriz, bu sayede hem fazla maruz kalmayı engellemiş oluruz hem de gelişmelerden haberdar olmaya devam ederiz. 

Bu konuda kaygı evrensel bir hal almışken bu şekilde bir otokontrol geliştirmek zorlayıcı olabilir. Bunun oldukça farkındayım, fakat şunu unutmayalım ki bilinçli olmak bizi birçok konuda ileriye götürecek ve koruyacaktır. Bu zor günlerde eğer ruh halinizin çok etkilendiğini düşünüyor ve işin içinden çıkamadığınızı hissediyorsanız, ayrıca evden çıkmaya dair şiddeti korkularla boğuşuyorsanız alternatif bir yol olarak online terapi hizmeti veren bir terapiste de danışabilirsiniz. 

Hepimizin bir an önce bu zorlu ve üzücü günleri geride bırakmasını diliyorum!

İlginizi Çekebilir

Bir Cevap Yazın