Ana sayfa Seyahatler İki Günde Atina!

İki Günde Atina!

yazan Melis Büyükerk

İstanbul’da yaşayıp da bu kadar zaman Atina’yı görmemek hata olmuş, o kadar güzelmiş ki bayıldık! Uzun zamandır hayalim olan Mario Frangoulis’in Herodes Atticus Odeonu’ndaki (yani müzikal performansların yapıldığı yer) konserine gitmek için 2 günlüğüne geldik. Hatta bana sorarsanız Atina’da yapabileceğiniz en güzel aktivitelerden bir tanesi, bu mekanda herhangi bir konsere gitmek. Hele bir de dolunay varsa çok memnun kalacağınıza eminim, ambiyans ve akustik zaten müthiş!

Nerede kaldık?

Atina’da her bütçeye uygun bir sürü güzel konaklama alternatifi var. Biz Kolonaki’deki Kolonaki 8 adlı apart dairelerde konakladık ve çok memnun kaldık. Her yere yürüme mesafesi olmasının yanı sıra, çok rahat, kullanışlı ve en önemlisi temizdi. Burayı kesinlikle tavsiye ederim.

İki günde neler yapılabilir?

İki ülke arasındaki kültürel ve coğrafi yakınlıktan olsa gerek, bir Türk olarak Atina’da hiç yabancılık çekmiyorsunuz. Hele yemekleri neredeyse aynı. Siz de benim gibi kahvaltıya düşkünseniz, Kolonaki’deki Yoleni’s Greek Gastronomy Center’a mutlaka gidin! Aslında burası bir restoran ama bence kahvaltısı yemeklerinden daha başarılı. Ayrıca isterseniz buradan doğal ve organik bir sürü ürün de satın alabiliyorsunuz. Peynirden et ürünlerine, zeytinyağından reçellere, kahveden şaraba kadar ne ararsanız bulunuyor ve gerçekten çok lezzetliler.

2 gün gibi kısa bir zamanımız olduğu için müzelerden ve Akropolis’ten önce şehri gezmeye karar verdik. Atina’yı keşfetmenin en güzel yolu yürümek. Zaten şehir açık bir müze gibi!

Sytagma Meydanı

Sytagma Meydanı Atina’nın ana meydanı ve neredeyse bütün toplu taşıma araçları buradan geçiyor. Meydanın en dikkat çekici yapısı Parlamento Binası ve Grande Bretagne Oteli.

Parlamento Binası
Grande Bretagne Oteli

Parlamento Binası meydanın adıyla ilişkili çünkü Syntagma, anayasa demek.

Grande Bretagne Oteli ise, Atina’nın en iyi ve eski otellerinden bir tanesi. 1842 yılında inşa edilmiş ama 1878’den beri otel olarak kullanılıyor. Otel gerçekten harika! Burada kalmasanız bile, şehrin en iyi manzarasına sahip terasında yemek yiyebilir ya da günbatımında bir şeyler içebilirsiniz.

Ermou Caddesi

Sytagma Meydanının batısında Ermou Caddesi yer alıyor. Burası aynı İstiklal Caddesi gibi. Sanırım, Atina’nın en kalabalık caddesi! Cadde üzerinde irili ufaklı bir sürü dükkan ve restoran bulabilirsiniz. Burası, alışveriş için en doğru yerlerden birisi. Ayrıca caddenin ortasında 11. yüzyılda Bizanslılar tarafından yapılmış Panagia Kopkikorea Kilisesi’ni görebilirsiniz.

Panagia Kopkikorea Kilisesi

Bu arada Ermou’da Yunan kebabı olan souvlaki yemek isterseniz Savvas ve Bairaktaris Atina’daki en iyi seçeneklerden.

Eski eşya, kitap ve antika merakınız varsa Flea Market mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri! Burada biz çok güzel şeyler bulduk, siz de Atina’ya giderseniz bir göz atın bence.

Monastiraki Meydanı

Monastiraki Meydanı şehrin en kalabalık meydanlarından biri. Buraya Atina’nın Sultanahmet’i diyebilirim. Burada, Osmanlılar tarafından yapılan 18. yüzyıldan kalma Cizderiye Camii bulunuyor. Camii, 1759’da o dönemin Osmanlı Valisi olan Cizderiyeli Mustafa Ağa tarafından yaptırılmış. Ayrıca, meydanda çok güzel bir Rum Ortodoks Kilisesi de bulabilirsiniz.

Cizderiye Camii

Plaka Mahallesi

Plaka ise Atina’nın en popüler ve eski mahallesi. Ben özellikle buraya bayıldım! Burada canlı müzik yapan yerler, sanat galerileri, hediyelik eşya dükkanları ile harika kafe ve restoranlar var. Plaka’nın ortasında bulunan Lysikrates Anıtı, M.Ö. 4. yüzyılda Akropolis’teki Dionysos Tiyatrosu’ndaki ödül almış bir performansın anısına dikilmiş. Buradaki daracık sokaklarda dolaşmak o kadar keyifli ki…

Lysikrates Anıtı

Sokaklar arasında dolanırken, acıkınca keşfettiğimiz Scholarchio Restoran’ı çok sevdik. Burası klasik Yunan yemeklerini (yani bizim için etli dolma, pilaki, revani gibi şeyler) bulabileceğiniz çok güzel, küçük bir aile işletmesi. Biz ayrıca Symi karidesi ve kalamar yedik, çok memnun kaldık.

Scholarchio Restaurant

Plaka’daki bir başka önerim de: Kayak! Bir şeyler içmek ya da dondurma yemek için harika bir yer burası. Dondurmaları ise ödüllü. Çalışanlar hemen hemen her yerde olduğu gibi çok ilgili ve güleryüzlü.

Kolonaki Mahallesi

Şehrin en şık bölgesi kesinlikle Kolonaki. Burası da aynı Nişantaşı. Burada butikler, restoranlar, kafeler ve barlar, şehrin en lüks mekanları bulunuyor. Dik yokuşlu ama bol ağaçlı sokakları ve nefis evleri arasında yürümek çok keyifli. Bu arada, Kolonaki Yunanca’da “küçük sütun” anlamına geliyormuş.

Ayrıca şehrin en iyi manzarasına sahip Lykavitos Tepesi de bu semtte bulunuyor. Bu tepeden Atina’nın tamamını görebilirsiniz. Tepeye füniküler ile çıkılıyor, fünikulere ise dik merdivenlerden veya taksiyle ulaşabilirsiniz. Bu şekilde tepeye ulaşmak yaklaşık 3 dakika sürüyor ama füniküler her yarım saatte bir var. Gidiş-dönüş ücreti 7.50 EUR. Tepeye çıktıktan sonra ufak bir kilise ve çan kulesi ile karşılaşıyorsunuz. Buraya özellikle akşamüstü gelmenizi tavsiye ederim, günbatımı harika oluyormuş. Bizim vaktimiz olmadığı için saat üç buçuk civarı çıktık ve ne yazık ki fotoğraf çekmek için ışık hiç uygun değildi.

Lykavitos Tepesi

Son olarak, Akropolis manzaralı lezzetli bir yemek yemek isterseniz, kesinlikle Dionysos Zonar’s restoran harika! Yediğimiz her şeyin çok güzel olmasının yanı sıra manzarası mükemmeldi. Yediğim en güzel Greek Salad da buradaydı.

Dionysos Zonar’s

Peki yeterli mi? Tabi ki hayır!

Bizim için, Atina’yı iki günde ancak bu kadar gezmek mümkün oldu. Müzelere, tarihi yerlere ve deniz kenarına gidemedik bile! Fakat bu da, buraya en kısa zamanda tekrar gelmek için bir bahane oldu. Atina (biz çok kısa bir zaman diliminde görmüş olsak da) çok keyifli bir şehir. Bana sorarsanız mutlaka görülmesi gereken yerlerden bir tanesi, o yüzden tekrar gitmek için planlar başladı bile!

Akropolis

İlginizi Çekebilir

Bir Cevap Yazın