Daha önce Cape Town’da safariye gitmiştim, o zaman da çok etkilenmiştim çünkü daha önce öyle bir deneyim yaşamamıştım. Fakat, Serengeti bambaşka! Gerçek bir safari deneyimi yaşadığımı fark ettiğim ve bütün bu seyahatimiz boyunca yaşadığım en unutulmaz an, bir leoparın bebek bir impalayı yediği ana şahit olmaktı. Böyle şeyleri sadece belgesellerden görebileceğimizi zannetsek de, Serengeti’de bu tarz bir manzarayla karşılaşmak nadir olsa da mümkün!
Leoparlar avlarını ağaçların tepesine çıkardıktan sonra yerlermiş, çünkü grup halinde gezen sırtlanlar başka hayvanların avladıkları hayvanlarla beslendikleri için, avını leopardan almaya çalışıyorlarmış. Biz gittiğimizde, leopar avını ağaca çıkarmış yiyordu. Bir ara rahat edemeyip başka bir ağaca geçti.
Ağacın altında ise bir sürü sırtlan, leoparın impalayı düşürmesini bekliyordu. Bir noktada impala yere düştü ama leopar, sırtlanlar yetişemeden impalayı alıp başka bir ağaca çıktı. Leoparlar yerde yürürmüş gibi rahat bir şekilde ağaçlara tırmanabiliyorlar. Bu sayede leopar, sırtlanlar impalanın düştüğünü anlayıp, saklandıkları yerden koşana kadar diğer ağaca çıkabildi.
Serengeti yazısında oradaki tüm deneyimimizden bahsettim. Fakat, bütün bu koşuşturmayı, o ısırıkların sesini, leoparın kanlı ağzını ve impalanın o halini ayrıca anlatmak istedim. Bu an sadece benim değil, buna tanık olan herkes için unutulmaz bir deneyim oldu.
