Ana sayfa İyi Yaşam Bu Zor Günleri Anlamlandırmak

Bu Zor Günleri Anlamlandırmak

yazan Tutku Uyarağalar

İçinde bulunduğumuz günlerde çokça zorlukla karşılaşıyoruz. Doğal afetler, toplumsal olaylar ve kendi mikro hayatlarımızda yaşadığımız bireysel süreçler farklı kollardan bizi zorluyor ve işlevselliğimizi yitirmemize yol açıyor olabilir. Tüm bu toplumsal yaşantılar göz önüne alındığında kolektif travmadan söz etmek gerekir.

Kolektif travma denilen kavram bir grup insan tarafından paylaşılan travmayı anlatır. Bir travma aile gibi daha düşük sayıda insan tarafından da paylaşılabilir, daha büyük bir toplumu da kapsayabilir. Kolektif travmalarda, yaşanan travmatik süreçler farklı bir zaman ve yerde yaşamış gelecek jenerasyonları da etkisi altına alabilir. Olayları görüyor, yaşıyor ya da etkileniyor olmak gerekmez. 

Kolektif olarak yaşanan travmalarda toplum içerisinde artan gerginlikler gözlenebilir. Bireyler, öfke, hayalkırıklığı, çaresizlik, tehlikede olma, yalnızlık gibi duyguları hissedebilir ve bu duygular ile baş etmede zorluklar yaşayabilirler.

Toplumu etkileyen olaylarda bireylerin etkilenme şekilleri/boyutları ve bu etkilerle baş etme şekilleri farklılaşabilir.

Bu yaşantıların ardından kişiler kendilerini yakınlarındaki insanlarla kıyaslamaya meyilli olabilirler. Kendilerini daha “güçsüz”, “zayıf”, “dayanıksız” olarak nitelendirebilirler fakat burada çerçeveyi tekrar çizmekte fayda vardır. Herkesin bireysel hikayesi, travma geçmişi farklı olduğu, aldığı sosyal destek niteliği değiştiği için baş etme noktasında da herkesin aynı yolu izlemesi gerçekçi olmaz. 

Beden Kayıt Tutar isimli kitabın yazarı, travma alanında çok değerli araştırmaları ve yayınları olan psikiyatrist Bessel Van Der Kolk, kitabında aynı araba kazasını yaşamış bir çiftten bahseder. Kazayı deneyimleyen çiftlerden biri olaydan sonra flashbackleri çokça yaşarken diğer çift ne zaman kazayı düşünse büyük bir boşluk hissine kapıldığını belirtmiştir. 

Bu örneğin de gösterdiği gibi travmaların etkileri farklı olabilir ve bu farklılıklardan biri diğerine göre daha doğru veya iyi demek mümkün değildir.

Peki bu zorlu günlerde bu travmatik deneyimlerle nasıl baş edebiliriz? Öncelikle travmatik yaşantıların istenmeyen etkilerinin azaltılmasında sosyal destek çok önemli bir noktayı oluşturur. Güvende hissettiğimiz kişilerle olmak, duygularımızdan bahsetmek, bu süreçte yalnız olmadığımızı ve bir gruba ait olduğumuz bilmek iyi gelebilir. Tüm bu zorluklar içerisinde bireylerin diğer bireylerle olan iletişimi iyileştirici bir ilişki görevi görebilir. 

Kimi zaman çok önemsenmese de özbakım da bu süreçte bizler için çok önemlidir, uyku, beslenme, sağlığımıza dikkat etme gibi noktalar bedenimizin ve dolayısıyla ayrı düşünmemizin mümkün olmadığı zihnimizin de iyi oluşuna katkı sağlar. Böyle zamanlarda beden ihtiyaçlarımızı dinlemek, bu ihtiyaçları mümkün olduğunca gidermek de bize iyi gelebilecek şeylerden bir tanesidir. İhtiyaçları giderilmiş ve güvende hisseden bir beden zihnin de güvende hissetmesi için büyük bir temel oluşturur.

Eğer travmatik etkilerin bizi çok zorladığını hissediyor ve tek başımıza bir çıkış yolu göremiyorsak, profesyonel bir destek almak da her zaman seçeneklerimiz arasındadır.

Sağlıklı ve huzurlu günler dilerim!

Referanslar: 

1- Hirschberger, Gilad. “Collective trauma and the social construction of meaning.” Frontiers in psychology 9 (2018): 1441.

2- https://www.verywellmind.com/effects-of-collective-trauma-5071346

3- Van der Kolk, Bessel. The body keeps the score: Mind, brain and body in the transformation of trauma. Penguin UK, 2014.

İlginizi Çekebilir

Bir Cevap Yazın