Ana sayfa Kültür - Sanat Bomb City: Farklılar, Yargılar ve Başarılar

Bomb City: Farklılar, Yargılar ve Başarılar

yazan Derin Tekin

Sizlerle yeni izlediğim bir filmi ve filmle bağlantılı olan birkaç farklı olayı paylaşmak istiyorum. Bomb City (2017). “Bir film kaç konuyla bağlantılı olabilir ki?” diye sorabilirsiniz belki… Bu yazımız Bomb City’den yola çıkarak, yargılamalar, farklı görünüşler, bir sanat projesi, Marilyn Manson ve dolaylı olarak Columbine (Colorado) lisesinde 1999’da gerçekleşen bir katliamla iç içe geçen bir derleme olacak. Önce filmin konusu ve ilk sahneleri ile başlayalım.

Bomb City: Muhafazakar Teksas kasabalarından biri olan Amarillo’da, punk rock’çılar ve varklıklı zümre kesim arasında süregelen bir kin vardır. Bu kültürel düşmanlık, sonunda Amerikan adaletinin etik değerlerini sorgulayan, tartışmalı bir nefret suçuna dönüşür. Film, Brian Deneke’nin gerçek hayat hikayesine dayanarak çekilmiştir.

Filmin ilk sahnesi. Dövüşe hazırlanan 2 taraf. Taraflardan biri punk görünümlü bir grup… Diğerleri ise lise öğrencileri…

İkinci sahne. Mahkeme salonunda bir avukatın elinde tuttuğu deri ceketi ve arkasında yazan yazıyı jüriye sunması:

Destroy everything… Is this the message we want to send our children, for generations to come…”

 [“Her şeyi yok et… Çocuklarımıza, gelecek nesillere vermek istediğimiz mesaj bu mu?”]

Film devam ederken, rock dünyasının aykırı yıldızı olarak anılan Marilyn Manson’un konuşması kulağımıza gelmeye başlar.

Here in Hollywood this is where we give people what they want: Violence, I guess that’s what it seems to come down to. What I wanted to talk to everyone today about. I don’t really want to preach, I just want to more bring up some questions. And since I always tend to be a scape-goat I thought we’d talk about blame. Right now everyone wants to blame music, they want to blame movies. (…) And I also wondered why nobody cares when an adult commits some senseless act of violence. They don’t want to have a reason why. It’s only when a kid does it (…) That’s the real enigma: Why are they [teenagers] mad? Is it because they know America’s a lie? Is it because we make them feel like they’re never good enough. You know? They’re never good enough for the scholarship, for the car, for the girl. Never good enough to be famous for fifteen minutes. And then? Are we suprised why they’re mad or why they end up dead… Why the violence? You know.. you made them America, what do you expect?

[“Hollywood’da, burası insanlara istediklerini verdiğimiz yer: Şiddet, sanırım bu geldiğimiz nokta. Bugün burada konuşmak istediğim şey. Aslından vaaz vermek istemiyorum, sadece birkaç soru ortaya atmak istiyorum. Ve hep günah keçisi olarak görüldüğüm için, suçlama üzerine konuşmak istiyorum. Şu an herkes müziği suçlamak istiyor, filmleri suçlamak istiyor (…) Ve ayrıca bir yetişkin duyarsız bir şiddet eylemi uyguladığında, neden hiçkimsenin umursamadığını merak ediyorum. Nedeni, bir gerekçesi olmasını istememeleri.  Sadece bir çocuk yaptığında olmalı (…) İşte asıl gizem: Gençler neden sinirli? Amerika’nın bir yalan olduğunu bildiklerinden dolayı mı? Onları yetersiz hissettirdiğimiz için mi? Anlıyor musunuz? Asla yeterli değiller, ne burs, ne araba, ne de bir kız için. On beş dakikalık ünlü olmak için hiçbir zaman yeterince iyi değiller. Ya sonra? Neden sinirli olduklarına veya neden öldüklerine şaşırıyor muyuz? Niye şiddet? Anlıyor musunuz? Buna siz neden oldunuz Amerika, ne bekliyorsunuz?”]

Marilyn Manson’ın yukarıda gördüğünüz söylemi, 2000-2001 yıllarından yaptığı 12 dakikalık oldukça güçlü bir konuşmanın sadece küçük bir bölümü. Aslında bu konuşma, bir cevap, bir savunma ve en önemlisi bir farkındalık niteliğinde.

© Niels van Iperen/Getty Images

1990’lı yıllarda, Marilyn Manson, aynı isme sahip grubu ile çıkarttığı albümler ve turlarıyla kültürel savaş putkıranı ve dışlanan gençlerin birleştirici ikonu haline geldi. Marilyn Manson, grubun, müziklerinin ve görünümlerinin popülerleşmesi ile fikir ayrılıklarına sebebiyet vermesi nedeniyle, sosyal muhafazakarların odağı olmaya başladı. Politikacılar performanslarının yasaklanmasını talep etti; hayvan kurban ettiklerine, zalimliğe ve tecavüze dair yanlış ve abartılmış iddialarda bulunuldu; konserlerinin gençler üzerinde yıkıcı etkileri olduğuna inanan dini savunucular ve ebeveyn grupları tarafından gözetlendi.

20 Nisan 1999’da, Colorado’nun Columbine kasabasının lisesi silahlı saldırıya ve bombalı saldırı girişimine uğradı. Saldırıyı gerçekleştirenler, lisede okuyan 2 son sınıf öğrencileri. 13 kişi öldü, 24 kişi yaralandı ve saldırganlar intihar etti. Bu katliamın hemen arkasından, Marilyn Manson’un grubu, özellikle de kendisi hedef gösterildi. Saldırının ilerleyen haftalarında, medya, saldırganları gotik bir tarikatın üyeleri olarak tasvir etmeye başladı. İlk medya raporlarında da saldırganların Marilyn Manson grubunun fan’ları olduğu iddia edildi. Bu iddiaların ilerleyen zamanlarda yanlış olduğu kanıtlanmış olsa bile, grubun bu katliamla ilgili olduğuna dair medya yansımaları devam etti.

Columbine katliamını izleyen yas döneminde, Marilyn Manson son performanslarını saygı niteliğinde iptal ederken, açıklamasında müzik, film, kitap ve oyunların suçlanmaması gerektiğini vurguladı.

 “The [news] media has unfairly scapegoated the music industry and so-called Goth kids and has speculated, with no basis in truth, that artists like myself are in some way to blame. This tragedy was a product of ignorance, hatred and an access to guns. I hope the [news] media’s irresponsible finger-pointing doesn’t create more discrimination against kids who look different.

[“Medya ve haber kanalları müzik endüstrisini ve “Goth” diye adlandırdıkları gençleri günah keçisi gösteriyor ve hiçbir gerçeğe dayanmayarak, benim gibi sanatçıların sorumlu olduğunu söylüyor. Bu trajedi cahilliğin, nefretin ve silahlara olan erişimin sonucudur. Umarım medyanın bu sorumsuz hedeflemesi, farklı görünen çocuklar arasında daha çok ayrımcılığa neden olmaz.”]

Bomb City’de Marilyn Manson’un konuşmasına rastlamamızın nedeni, konuşmasında filmin konusu olan ayrımcılık üzerine kurulan nefretten ve Brian Deneke’nin cinayetinden bahsediyor olması. Dış görünüşü farklı olduğu için toplumun kabul etmediği bir genç… Manson konuşmasının bu kısmında da Amerikan yargı sistemini ve Amerikan Rüyası temellerini eleştiren yorumlar yapıyor. Spoiler vermemek için bu konuyu sizlerin araştırmasına ve/veya filmi izlemenize bırakıyorum.

Filmde adaletsizliğin yanı sıra, hayranlık uyandıran farklı bir detaya ilginizi çekmek istiyorum: Dynamite Museum. Bahsi geçen punk’çılar, kasaba halkı tarafından ne kadar “kaybeden” olarak algılansa ve görünüşlerinden dolayı dışlanmış olsalar da, Amerika tarihindeki en büyük sokak sanatı projesini gerçekleştirmişler. Bu proje, Amarillo’ya yayılan, boyanmış binlerce yol işaretlerinden oluşan bir sanat yerleştirmesi. Yol işaretleri derken aklınızda bildiğimiz tabelalar gelmesin. Boyut ve şekil olarak aynı uyarı levhaları gibi ancak verdikleri mesajlar kitaplar, romanlar, müzisyenler ve farklı yazarlar gibi birçok farklı kaynaklardan. Teksas’ın köşesinde, yaratıcılık harikası bir proje. Bu işaretlerin mesajları herhangi bir düzen veya amaç doğrultusunda hazırlanmamış. Akla gelen her fikir ve öneri üzerinden seçilerek mesajlara karar verilmiş, sonrasında işaretler hazırlanmış ve tüm Amarillo’ya yerleştirilmiş. Yoğunlukla Mariposa Eco-Village’da karşılaşıldığı ayrıca belirtiliyor. Günümüze kadar ulaşan 3.000’den fazla özgün işaret olduğu tahmin ediliyor.

Görünüşümüzün ve yargılamaların kişiliğimizi ve başarabileceklerimizi etkilemediğine en büyük örneklerden biri Dynamite Museum olsa gerek. Alışılmadık saç stilleri ve renkleri, piercing’ler, zincirler, deri ceketler… Brian Deneke ve arkadaşlarının faaliyetleri, toplumdan reddedilişleriyle eşdeğer tutuldu. Oysa kendileri için eğlence olarak değerlendirdikleri ufak projeleri Dynamite Museum, günümüzde Teksas, Amarillo’nun kültürel turizm noktası olmasını ve Deneke’nin unutulmamasını sağladı.

Kimse birbirinin aynı değildir. Fiziksel veya içsel, herkesin özgün özellikleri vardır. Seçtiğimiz yaşam tarzı da özelliklerimizin bir parçasıdır. Yaşadığımız dönemde özgünlük ve farklı olmak her ne kadar popüler kavramlar haline gelmiş olsa da, insanların kendilerini bulmalarına yardımcı olduklarına yürekten inanıyorum. Daha katı ve sabit fikirli geçmişlerden bugünlere kadar, kabullenme üzerine oldukça yol kat ettik ama elbette daha yolumuz var 🙂 Kendiniz olmaktan gurur duyun ve inandığınızdan vazgeçmeyin.

* Filmde kullanılan, Marilyn Manson’ın konuşmasının yalnızca bir kısmıdır. Tamamına Youtube üzerinden ulaşabilirsiniz.

Merak eden okuyucularımız için kaynaklar:

Columbine katliamı hakkında:

Columbine katliamı ve Marilyn Manson hakkında

Dynamite Museum hakkında:

İlginizi Çekebilir

Bir Cevap Yazın