Geçtiğimiz Mart ayından beri en keyif alarak yaptığım aktivitelerin başında kendime yeni bir dizi seçip (tercihen final bölümü yayınlanmış) aralıksız bir şekilde bölümleri izlemek geliyor. “Binge watching” olarak tanımlanan bu seyir şekli çoğumuzun keyifle yaptığı ve sevdiği bir şey.
Günümüz koşullarında bunu kolaylaştıran birçok uygulama da var. Netflix, Amazon Prime, Gain Medya, Blutv, Puhu Tv, Exxen gibi platformların erişilebilirliğinin kolaylaşmasıyla, içeriklerin çeşitlenmesiyle “binge watching” de hayatımızın bir parçası haline geldi.
Araştırdığımda “binge watch” teriminin tam bir Türkçe karşılığına rastlamadım dolayısıyla yazı boyunca da ingilizce terimi kullanmak durumunda olacağım, eğer bu anlamı karşılayan sizin bildiğiniz bir Türkçe terim varsa benimle paylaşmanızdan mutluluk duyarım!
“Binge watching” sırasında beynimizde yaşananlar bu aktiviteden neden bu kadar keyif aldığımızı ve devam ettirdiğimizi çok güzel açıklıyor. Klinik Psikolog Renee Carr’a göre bu eylem sırasında beynimizde yüksek miktarda dopamin salgılanıyor. Keyif verici bir kimyasal olan dopamin hazzı arttırarak aktiviteyi yapmamız için güçlü bir teşvik oluşturuyor. Bir süre sonra beynimiz aktiviteden ziyade salgılanan dopaminle daha çok ilgileniyor ve bu salınımı devam ettirmek istiyor. Tabii zaman geçtikçe toleransımız artıyor, dolayısıyla aynı miktarda gerçekleştirdiğimiz “binge watching” eyleminden aynı keyfi alamamaya başlıyoruz ve daha çok doyum için daha fazla izlemeye ihtiyaç duyuyoruz.
Carr’a göre buradaki sistem uyuşturucu kullanımındaki sistemle benzerlik taşıyor. Bu nedenle de bazı uzmanlar tarafından “binge watching” kuvvetli bir bağımlılık olarak nitelendirilebiliyor.
Bu konuda farklı uzmanların farklı görüşleri var. Örneğin Dr. John Mayer’a göre bu eylem, çok ciddi ve baş edilmesi zor stres öğeleriyle baş etmek açısından kuvvetli bir araç ve çok işe yarıyor. Dolayısıyla kullanılabilecek bir baş etme stratejisi olarak heybemizde bulunabilir.
Abu Dhabi’de yapılan bir araştırmaya göre ise “binge watching” depresyon ile pozitif korelasyona sahip. Bir neden sonuç ilişkisi sonucuyla karşılaşmadığımız, farklı yaş gruplarından 260 kişi ile yapılan araştırmada gençler arasında bu eylemin en çok akıllı telefon ve laptop üzerinden gerçekleştiği, yalnızlık hissi ile bir bağlantısının bulunmadığı fakat binge watching süresi arttıkça depresif tutumda da artışın bulunduğu sonucuna varılmış.
Kişisel fikrime gelince, “binge watching” in oldukça güçlü bir odak değiştirme özelliği olduğunun su götürmez bir gerçek olduğunu sanıyorum hepimiz deneyimliyoruz. Bunu kontrollü bir şekilde yaptığımızda belki olası negatif etkilerinden kendimizi korumamız da daha kolay olabilir.
Hepinize sağlıklı günler dilerim!
Referanslar:
1. Ahmed, A. (2017). New era of TV-watching behavior: Binge-watching and its psychological effects. Media Watch, 8(2), 192-207.
2. Psychreg – The Psychology Behind Binge Watching