Ana sayfa Kültür - Sanat Anne Frank Evi: Gizli Müştemilatta Geçen 2 Sene

Anne Frank Evi: Gizli Müştemilatta Geçen 2 Sene

yazan Tutku Uyarağalar

Herkese merhaba!

Anne Frank’in hayat hikayesinden bahsettiğim ilk yazıdan sonra bu yazımda, günümüzde müze olarak ziyarete açık olan kendisi ve ailesinin 4 yabancıyla paylaştığı gizli sığınakla ilgili bilgileri sizlerle paylaşmayı ve kendi deneyimlerimden bazı noktalardan bahsetmeyi istiyorum.

Frank ailesinin Prinsengracht’taki gizli sığınağı, Anne’in babası Otto Frank’in çalıştığı ofisin içerisindeki bir kitaplığın arkasında yer alıyor. 6 Temmuz 1942 günü bu kitaplığın arkasındaki gizli kısma geçen Frank ailesine, burada geçirdikleri 2 yıl boyunca Van Pels ailesi ve Fritz Pfeffer eşlik ediyor.

Anne Frank günlüğünde bu sığınaktan “Bu müştemilat saklanacak ideal bir yer. Burası nemli ve kötü bir yer olabilir fakat tüm Amsterdam’da – hayır tüm Hollanda’da saklanılacak daha konforlu bir yer olamaz.” şeklinde bahsediyor.

Müştemilatta hayat şüphesiz dışarıdakinden daha farklı geçiyor ve Anne için bu sürece alışmak kolay olmuyor. Günlüğünde özellikle annesi ve ablasıyla yaşadığı çatışmalardan sıklıkla bahsediyor.

Zaman zaman Anne’in satırlarından dışarıda kalan arkadaşlarının tehlikede olmasından duyduğu suçluluk ve müştemilattan dışarıya adım atamamanın verdiği çaresizlik arasına sıkıştığını okuyabiliyoruz.

Gece-gündüz fark etmeksizin müştemilattaki perdeleri açmak çiğnenmesi mümkün olmayan bir yasak. Ses konusunda da müştemilat sakinlerinin hep çok temkinli olması gerekiyor, çünkü müştemilatın ön tarafı hala bir ofis olarak kullanılmaya devam ediyor.

İçeridekilerin dış dünyayla bağlantısı ise Otto Frank’in eski iş arkadaşları sayesinde gerçekleşiyor. Genellikle Otto Frank’in sekreteri Miep Gies tarafından müştemilata kıyafet, gıda, kitaplar ve dergiler getiriliyor. Anne ve ablası Margot savaşın bitişiyle birlikte eğitim hayatlarına devam edecek olmanın beklentisi içerisinde derslerini bir kenara atmak istemiyorlar ve düzenli olarak ders çalışıyorlar.

Anne’in müştemilattaki odasının duvarları dönemin film starları, kartpostallar ve kendi ailesine ait fotoğraflarla kaplı. Bugün müzeyi ziyaret ettiğinizde de bu duvarların özel camlarla korunduğunu ve ilk günkü haliyle bırakıldığını görebiliyorsunuz.

Müştemilatın Anne için önemli noktalarından biri de tavan arasındaki bölme. Anne, burada sık sık zaman geçirdiğinden ve yalnız kalma ihtiyacını burada giderdiğinden söz ediyor.

2014 yılında “Anne Frank House” olarak müzeye dönüştürülmüş olan müştemilatı ziyarete gittiğimde ilk fark ettiğim şey, müzenin çok uzun bir giriş sırası olduğuydu. Çok geniş olmayan müştemilatın içerisinde çok fazla insana yer verilemediği için oldukça küçük gruplar halinde binaya girebiliyorsunuz.

Müştemilattaki turun ardından sonradan eklenen bir binaya geçiş yapılıyor ve Anne Frank’in hikayesi burada sesli ve görsel anlatımlarla zenginleştirilerek sizlere aktarılıyor. Müzenin içerisinde bir bölümde bir de Oscar heykelciği yer alıyor. 1959 yapımı The Diary of Anne Frank filmiyle “En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu” Oscar’ının sahibi olan Shelley Winters ödülünü bir süre sonra müzeye bağışlıyor ve heykelcik burada sergilenmeye başlıyor.

Covid salgını sebebiyle pek çok müze gibi “Anne Frank House” da şu an ziyaret edilemiyor. Müzenin resmi sitesinde 30 Mart itibariyle müzenin ziyarete açılacağı bilgisi yer alsa da özellikle Türkiye’de yaşayanlarımız için online müze ziyareti de cazip seçenekler arasında. Online turun içerisinde çok fazla çeşitlilik yok fakat müştemilatın yapısını, dijital bir turla şu an nasıl gözüktüğünü incelemek mümkün.

Umarım en kısa zamanda sağlıklı bir biçimde bu turları fiziksel olarak gerçekleştirmemiz de mümkün olur. O zamana kadar online turlarla biraz daha merak giderip, gitmek istediğimiz yerlerin listesini yapabiliriz.

Hepinize sağlıklı günler dilerim!

İlginizi Çekebilir

Bir Cevap Yazın